BIST 100 8.718,11 % -1,25
USD/TRY 32,3355 % 0,08
EUR/TRY 35,1766 % 0,04
Piyasalar
8.718,11
% -1,25
32,3355
% 0,08
35,1766
% 0,04
1,0865
% -0,07
48,91
0,00
2.154,66
% -0,26
86,72
% -0,20
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Global büyümeye petrol fiyatlarının etkisi

Petrolün varili 140 dolarlara ulaştığında, dünya genelinde bu ürüne ödenen fatura 3 trilyon doların üzerindeydi. Fiyatlar düşünce, bu fatura 1 trilyon dolarlara geriledi.

Global büyümeye petrol fiyatlarının etkisi
ERHAN ASLANOĞLU* 12 10 2017, 08:57

Son dönemde dünya ekonomisi 2008 krizinden bu yana en güçlü toparlanma süreçlerinden birisini yaşıyor. Uluslararası kuruluşlardan peş peşe gelen raporlar büyüme tahminlerinin yukarı çekildiğine işaret ediyor. Örneğin IMF’nin Ekim ayı Dünya Ekonomik Raporuna göre dünya ekonomisinin büyüme oranı 2017 yılında yüzde 3,6, gelecek yıl ise yüzde 3,7 olacak. 2014-2016 arası IMF’nin büyüme tahminleri üç ayda bir yayınlanan raporlarında hep aşağı yönlü revize edilmişti. Önümüzdeki raporlarda da büyüme tahminleri muhtemelen yukarı yönlü revize edilecektir. Öncü göstergeler, örneğin PMI (Satınalma Yöneticileri Endeksi) verileri hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler için oldukça güçlü toparlanma sinyalleri veriyor.

Bu toparlanmanın arkasında birkaç neden öne çıkıyor gibi görünüyor. Birincisi, 2016 yılı başında başta petrol olmak üzere emtia fiyatları dip seviyelere gelmişti. Örneğin petrolün varil fiyatı 30 doların altını zorluyordu. Brezilya, Rusya ya da Meksika gibi emtia üreticisi gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri bu durumdan çok olumsuz etkilenmişti. Dünya ekonomisindeki yavaşlama kadar Fed’in ısrarlı faiz arttırım sinyalleri sonucu ABD dolarının güçlenmesi de emtia fiyatlarındaki zayıflamanın bir nedeniydi. Güçlü dolar, dolar bazında satılan emtia ürünlerini pahalılaştırıyor, bu durum ürünlere olan talebi gerileterek nominal fiyatlarını da düşürüyordu. 

2016 yılının yaz aylarından itibaren Fed’in şahin tutumuna karşın güvercin politikaları, ABD dolarını zayıflatmaya başladı. Stokların da erimeye başlamasıyla emtia fiyatları toparlanmaya başladı. Petrol fiyatları 30 dolardan 55 dolara giderken, The Economist sanayi hammadde endeksi son bir yılda yüzde 19 kadar yukarı gitti. Emtia fiyatlarındaki toparlanma, bu ürünleri üreten ülkelerin toparlanmasına katkıda bulundu.

İkinci neden yine petrol ile ilgili görünüyor. Petrolün varili 140 dolarlara ulaştığında, dünya genelinde bu ürüne ödenen fatura 3 trilyon doların üzerindeydi. Fiyatlar düşünce, bu fatura 1 trilyon dolarlara geriledi. Yani, dünya genelinde ama özellikle ABD ve AB’de tüketicinin ve yatırımcının cebinde yaklaşık 2 trilyon dolar kaldı. Bu durumun diğer sektörlere yarattığı talep çarpan etkisiyle de büyümeye katkı sağlamış görünüyor.

Üçüncüsü, Avrupa Merkez Bankası'nın bilançosunun son üç yılda yaklaşık 2,5 trilyon dolar büyümesi ve seçimleri hasarsız atlatan, tüketici güveni yükselen Euro Bölgesi'nin tahminlerin oldukça üzerine çıkan büyüme performansı global ekonominin büyümesine önemli katkı sağlamış görünüyor. 

Büyümeye önemli katkı sağlayan söz konusu dinamiklerin devam ettiğini ve normal koşullarda en azından bir yıl dünya ekonomisindeki büyümenin güçlü seyrini koruyacağını söylemek mümkün görünüyor. Fakat orta vadede bu büyümenin sürdürülebilirliği önünde önemli riskler bulunuyor.

Birincisi, Fed’in önümüzdeki bir yıl en az 2-3 kere faiz artırma ihtimali yüksek görünüyor. Gerek arz fazlası gerek faiz artırım süreci emtia fiyatlarını baskılayarak üretici ülkelerin büyüme performansını muhtemelen olumsuz etkileyecektir.

İkincisi, düşük emtia ve petrol fiyatlarından tüketicinin cebine kalan fazlanın yarattığı talep baz etkisinin yok olmasıyla zaman içinde azalacaktır.

Üçüncüsü ise başta Fransa ve Hollanda seçim sonuçları ile euronun dağılma riskinden uzaklaşan ve adeta balayı yaşayan Avrupa Birliği gelir dağılımından işsizliğe, göç probleminden yüksek borç sorununa kadar ağır sorunlarla yüzleşmek durumunda kalacaktır. Tüm bunlara ilaveten jeopolitik gelişmeler ve yüksek likiditenin yarattığı varlık balonları da artan bir risk olarak karşımızdadır. 

Sonuç olarak, dünya ekonomisinde 2008 krizi sonrası yakalanan en güçlü büyüme ivmesinin arz yönlü şoklar olmadıkça aniden durmasını beklemek çok gerçekçi görünmüyor. Başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarının önce sert düşüşü sonra toparlanması dünya ekonomisindeki büyümenin en büyük nedenlerinden birisi görünüyor.

Normal koşullarda önümüzdeki 9 -12 aylık süreçte dünya ekonomisinde güçlü büyümenin devam etmesi ve finansal piyasaların genelde olumlu seyretme olasılığı yüksektir. Bu durum, Türkiye ekonomisinin ihracatı için de iyi bir haberdir. Fakat yukarıda özetlemeye çalıştığımız mikro bazlı yapısal sorunların çözümüne yönelik adım atılmadıkça orta vadede bugün yaşadığımız güçlü global büyümenin sürdürülebilirliği çok olası görünmüyor.

* Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, Piri Reis Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi'dir.

** Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve BusinessHT'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir. Ayrıca burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değil, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Yukarı

Business HT×