BIST 100 9.693,46 % 1,77
USD/TRY 32,5355 % 0,02
EUR/TRY 34,7190 % 0,09
Piyasalar
9.693,46
% 1,77
32,5355
% 0,02
34,7190
% 0,09
1,0656
% 0,12
45,44
-0,05
2.391,93
% 0,54
87,29
% 0,21
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Ölmez ağacı yaşatacak yol haritası

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi İcra Direktörü Mustafa Tan, zeytin ağaçlarını tehlikeye atan yasa tasarısı görüşmelerinin perde arkasını ve bundan sonra ne yapılması gerektiğini BusinessHT için yazdı

Ölmez ağacı yaşatacak yol haritası
MUSTAFA TAN 22 06 2017, 10:57

Bilindiği gibi,  geçtiğimiz günlerde TBMM’de milli irade, yedinci kez zeytinlikler ve zeytincinin yanında yer aldı ve kutsal zeytin ağacına bilerek veya bilmeyerek yapılması olası büyük zararın önüne geçildi.

“Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın zeytin ile ilgili maddeleri  tasarıdan çıkarıldı. Aynı tasarıdan meralar ve kıyılarla ilgili (Trabzon ve Zonguldak ile ilgili düzenlemeler hariç) maddeler de çıkarılarak önemli bir adım atılmış oldu. Ülke penceresinden bakıldı ve ülkemiz kazandı. 

Aynı anda, Sayın Başbakan ve Sayın Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı’nın ifadelerinde bu karara rağmen sorunun devam ettiği ve özellikle Sayın Bakan’ın aynı değişiklik teklifinin daha 17 de 27 kez de TBMM’ye gelebileceği ifade edildi.

“ZEYTİN AĞAÇLARIN İLKİDİR”

Bu açıklamalarda sanayin ve sanayi yatırımı tesislerin önemine vurgu yapılırken zeytinlikler ikincil öneme sahipmiş gibi algılandığı ve bu açıklamaların sektörü ve toplumun hemen her kesimini derinden incittiğini gördük. Sanayiciler ile yapılan bir iftar yemeğinde yapılan bu açıklamayı zeytincilerin iftarında bir de o pencereden bakarak görmek isterdik.  Zira zeytin ağacı hepimizin çok iyi bildiği gibi “Olea Primerum Arborum Est” yani “Zeytin; Ağaçların İlkidir.” Dört kutsal kitapta adı geçen çok önemli bir ağaçtır. Bir başka ifadeyle bugüne kadar yeryüzüne gelen bütün Peygamberler zeytin ve zeytinyağını yemişlerdir  ve bu önem maddi varlıklarla ölçülemeyecek kadar büyüktür. 

İLK KEZ 15 YIL ÖNCE GÜNDEME GELDİ

Tüm dünyanın üzerinde her geçen gün artan ilgiyle sahip çıktığı bu ağaç öncelikle anavatanı Anadolu’da bir kültür mirası olarak baş tacı edilmeli ve saygıyı hak etmelidir. Oysa başta 2002’de Madenciler Konseyi tarafından Maden Kanunu  ve Bazı Kanunlarda yapılmak istenen değişiklikler, adı altında gündeme getirildi. 

Sonrasında Enerji Bakanlığı vb gibi yine madenciler kaynaklı talepler ile özellikle de 3573 Sayılı Zeytincilik Kanunu'nun 20'nci maddesi yani omurgası ya da koruma kalkanı değiştirilmek istendi. Belli ki bu yasa, özellikle başta madenciler olmak üzere sanayi yatırımların önünde engel görülüyor ve bu zeytincilere rağmen bir dayatma ile art arda TBMM’ye sevk ediliyordu. İşte bu zeytincileri derinden yaralamakta ve büyük hedefler koymuş Türk zeytincisin şevkini kırmaktadır.

"BAŞTAKİ DESTEK KESİLMESEYDİ, ŞİMDİ BİRİNCİYDİK"

Diğer taraftan Ulusal Zeytin Konseyi (UZZK) 2002 ‘den itibaren bünyesinde tüm zeytincilik sektörünün paydaşlarını barındıran ve sektörün çatı kuruluşu olarak Avrupa Birliği Müktesebatını da göz önüne alarak çalışmalara ağırlık veriyor, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile 2004 yılından bu yana ülke zeytinciliği için ilk aşamada olması gereken dünya ikinciliği hedefini konuluyordu.

Bu hedef  doğrultusunda, ülkemizde yaklaşık 100 milyon adet zeytin ağacı bugünlere gelindiğinde 46 milyonu verime yatmış, 24 milyonu henüz yatmamış fidan olarak toplam 170 milyon adete ulaşmış durumda. Bu artış sağlanırken yeni dikim alanlarına başlangıçta dekar başına 250 TL veriliyor ve bu uygulama yılda yaklaşık 10 milyon yeni fidan dikilmesine kapı açıyordu. Daha sonra bu miktar dekar başına 100 liraya düşünce dikim hızı da biraz geriledi ancak yılda yaklaşık 5,4 milyon ağaçla toplamda 70 milyon ilave ağaç artışına neden oldu. 

Oysa bu artış başlangıçtaki gibi yardımla devam etseydi ülkemizin ağaç sayısı 230 milyon olarak İspanya’nın kısa süre sonra önüne dahi geçerek dünya liderliğine gelebilecekti. Bu süreçte bir yandan yeni fidan dikimlerine 250 TL teşvik verilirken, yaşlı ya da geleneksel zeytinliklere benzeri yeniden yapılandırma yardımı yapılsaydı bugün 180 bin ton seviyesine gelen zeytinyağı, 450 bin ton seviyesine gelen sofralık zeytin üretimi son 13 yılda yapmış olduğu artışları en az bir o kadar daha artırabilecekti.

ZEYTİN AĞACI SAYISI NEDEN ARTIRILMALI?

Bugün dünyada 2025 yılında büyük bir kıtlıkla karşılaşabileceği Birleşmiş Milletler (BM) raporlarında yer almaktadır. Dünyada giderek artan bitkisel yağ açığı zeytinyağına yapılacak yatırımlarla ve Anadolu topraklarında önemli oranda kapatılabilir. Zira zeytin binlerce yıldır Anadolu topraklarında her türlü olumsuz iklim şartları, istilalar, savaşlar ve diğer etkilere rağmen varlığını sürdürebilmiş ölümsüz ağaçtır.

Dolayısıyla gelecek yıllar en önemli sorun gıda temini açısından yaşamsal öneme sahip olarak yeryüzünde bugüne kadar çıkarılmış bütün maden ve tesislerden çok daha önemli ve değerli hale gelmesi kaçınılmazdır. Bu hayalci bir yaklaşım değildir. Bu öngörüye sahip güçlü ülkeler başta ABD, Japonya, Avustralya, Arjantin hatta Çin ülkemiz kadar elverişli iklim veya toprak şartlarına sahip olmamasına rağmen zeytin dikimini denemekte ve ticaretine büyük önem vermektedir.

"ZEYTİN, AB ÜYELİĞİ İÇİN ÖNEMLİ"

Avrupa Birliği'nde üreticilere ve zeytinliklere çok önemli düzeyde yardımlar yapılırken bu miktar “Ulusal Garantilenmiş Üretim Miktarları” üzerinden her üye ülkeye bir oran dahilinde yapılmaktadır. AB’ ye üyeliğe kadar dikilecek zeytin ağacı bu miktarın belirlenmesinde esas alınacak ve çok önemlidir. Örneğin 1 kg zeytinyağı üretimine bizde 80 kuruş prim verilirken AB’ de bu oran 1 kg zeytinyağına 1,3 Euro yani yaklaşık 5 TL’dir. Ayrıca yeryüzü mirası geleneksel ağaçların korunması için de çok anlamlı özel ilave yardımlar yapılmaktadır. Benzeri bir yardım bu yıl ülkemizde de tavsiyelerimiz de dikkate alınarak rehabilitasyon yardımı adı altında dekara 100 TL olarak verilmeye başlanacaktır.

"ESKİ AĞAÇ TURİZME KAZANDIRILABİLİR"

Üretimde eski ağaçlardan yani 100 milyon ağaçtan elde edilen rekolte toplam rekoltenin yüzde 70’ini karşılıyor. Eski ağaç çok önemli. Bunlar birer kültür mirası, antika. Düşünün gelen turiste gösterebileceğiniz en güzel örnek “Zeytinin yürüyüş yolu ya da rotasının başlangıcı Anadolu”. İşte en büyük gösteri bu ağaçlardır. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan ilk ağaçlar bizde. Üstelik gayet verimli olarak yaşamlarını sürdürüyorlar biraz daha yardım ile çok daha verimli ve gösterişli hale geleceklerdir.

"TORBA YASADA GÖRMEK İSTEMİYORUZ"

Bu genel çerçeveden bakarak bizler, zeytin kanunumuzun bir daha çok uzun süre değişmeyecek, bir daha masaya yatırılmayacak şekilde kendimiz düzenlemek istiyoruz. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi, 2007'de Tarım Kanunu çerçevesinde kurulan ilk ürün konseyidir. Bünyesinde ; sektörün   bütün bileşenlerinin olduğu (Üreticiler, Sanayiciler, İhracatçılar, İlgili Bakanlıklar, TOBB, TMMOB, TZOB, Kooperatifler ve/veya onların Birlikleri, Üniversiteler, Araştırma ve Meslek Kuruluşları, STK’lar) bir çatı kuruluşudur.Gerçekten bir sorun varsa, bunu biz çözmek istiyoruz. Böylesi stratejik bir ağaca ait kanunun veya maddelerinin herhangi bir torba yasada görmek istemiyoruz.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Zeytin Kanunu'nun sahibidir. Öncelikle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı,  bu kanun sahibi olarak, bizle bir araya gelip, bu yasayı revize ettirecek bilgi ve donanıma  sahiptir. Sanayinin geliştirilmesi ya da başka bir ad altında çeşitli bazı maddelerin değiştirilmek istenmesi sorunun kendisi haline gelmiştir. Bu zeytincilerin yok sayılması anlamına gelerek zaten sorunun temelini oluşturmuş ve oluşturmaktadır.

"YASANIN 27 KEZ MECLİS'E GELMESİ BİZDEN KAYNAKLANMIYOR"

Zeytincilik  kanununun  çerçevesini biz belirlemek istiyoruz. Sektör UZZK Çatısı altında bir araya gelerek ilgili Bakanlık ile bu düzenlemeyi yapabilir. Zaten kanunumuzla ilgili her türlü sorun Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nca bilinmektedir. Burada söz konusu organizasyonla ve tüm tarafların mutabakatıyla ve nerede sorun varsa tek tek ele alınarak ve kesinlikle zeytin ağacını koruyarak çözüme yönelik düzenlemelere gidilebilir. Bu anlamda 17 kez,27 kez TBMM’ne gelecek olması bizden kaynaklanan bir sorun olarak görülmemelidir. Sorun nerede biz bunu bilmiyoruz ki çözelim. Sorun nerede? Hangi boyutta. Maden de mi, yolda mı? Elimizde somut bir şey yok ki üzerinde görüş bildirelim çalışalım. "Ne yapılmak isteniyor?", onu görerek hareket edilmesi gereklidir.

"AB TÜZÜĞÜNÜ BİZ HAZIRLADIK"

 Öncelikle önceki dönemde ve bu süreçte yaptığı katkılarla zeytin ağacı sayısının artması ve destekler konusunda birlikte koyduğumuz hedeflere sahip çıktıkları için eski Tarım Bakanı Sayın Mehmet Mehdi EKER’e ve şimdiki bakanımız Sayın Faruk Çelik’e çok teşekkür ederiz. Görüşmemizde dün olduğu gibi  bugün de  projeye sahip çıkmalarını  istedik. Bu istem Tariş Zeytinyağı Birliği Başkanı Sayın H. Cahit Çetin ve tarafımca dile getirildi. Her iki bakanımızla görüştük ve yeniden durum değerlendirdik. Önümüzdeki süreçte; zeytin konusunu Tarım Bakanlığı'nın kanunu çerçevesinde  ele alınması gerektiğini söyledik.

Bu süreçte; her iki bakanımızla ve tabii ki Sayın Sanayi Bakanı'mızla da tekrar bir araya geleceğiz. Tüm tarafların  görüşünü alarak, örnek bir zeytin kanunu hazırlayabileceğiz. Burada şu unutulmamalıdır ki, zeytinliklerin ve ağaç sayısının artırılması daha da önemsenmeli ve mevcut geleneksel zeytin ağaçlarının tekine bile zarar gelmemesi sağlanmalıdır. Zeytin parseli ve zeytinliğin tanımı dahil tüm maddeler tekrar sektörel mutabakatla tekrar görüşülebilecektir. Bu görüşmelerde yardımcı olabileceğini düşündüğümüz 136/66 AB Tüzüğü'nden yani 1966 yılından günümüze kadar beş bin sayfalık ya da 5 ciltlik Avrupa Birliği mevzuatını 4-5 yıl gibi bir sürede hazırlayan iki kişiden biri olarak her türlü bilgi ve donanıma sahip olduğumuzu bildirmek isterim. Elimizde bilimsel kriterler var. Zeytincilikle  ilgili tüm aşamalar var.

"KANUNU HAZIRLAMAYA MUKTEDİRİZ"

Bütün Zeytin ve Zeytinyağı standartlarımızı , AB ve Uluslararası Zeytin Konseyi (IOC) standartlarına uyarladık ve devam ediyoruz. Bunları ortak çalışmalarla ve koordinasyonumuzla bizler gerçekleştirdik. Mesela; sızma zeytinyağında standardımız  1 asit iken AB ve IOC   mevzuatına göre  0,8 asit idi. Biz de standardı 0.,8’e getirdik. Rafinajlık standardını 2 asitle sınırlandırarak birçok ülkeden daha önce AB ile uyumlu yaptık. Sofralık zeytinin standartlarını AB ve IOC göz önünde tutularak hazırladık. Kısacası bize ait kanunu tüm boyutlarıyla hazırlamaya muktediriz.


* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve BusinessHT'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir. Ayrıca burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değil, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Yukarı

Business HT×