BIST 100 9.716,77 % -0,05
USD/TRY 32,4866 % -0,25
EUR/TRY 34,9229 % 0,20
Piyasalar
9.716,77
% -0,05
32,4897
% -0,24
34,9244
% 0,20
1,0728
% 0,27
44,89
-0,46
2.332,37
% 0,70
89,21
% 1,35
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Genleriniz sizi zengin etmeyecek

İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre zenginlik genlerle değil yetişilen çevre ile alakalı

Genleriniz sizi zengin etmeyecek
FIVE THIRTY EIGHT 14 08 2015, 23:08

Zengin ailelerin çocukları zengin yetişkinler olmaya meyillidir. Peki bir çocuk yetişkin bir birey olduğunda genetiği mi yoksa çevresi mi ekonomik başarısı veya başarısızlığında daha büyük rol oynuyor?

İsveç’ten gelen yeni bir araştırmanın bu soruya verdiği cevap şu: Çevre genlerden daha önemlidir. Araştırma bu cevaba, evlatlık bir çocuğun biyolojik ebeveynleri ve onu evlatlık alan aileden gelen verilerin çocuk üstündeki etkisini göz önünde bulundurarak, çocuğun yıllar sonraki ekonomik durumuna baktıktan sonra ulaşıyor. Araştıma, çocuğu yetiştiren kişilerin DNA’larını veren kişilerden daha önemli olduğunu ortaya koyuyor.

İsveç’teki Lund Üniverstesi’nden ekonomi profesörü Kaveh Majlesi zenginlikte “kalıtsal biyoloji sadece ufak bir faktör” diyor. Majlesi’nin yazarlarından biri olduğu “Poor Little Rich Kids? The Determinants of the Intergenerational Transmission of Wealth” (Zavallı küçük zengin çocuklar? Varlığın jenerasyonlar arasında aktarımında belirleyici faktörler) adlı araştırma Ulusal Ekonomik Araştırmalar Ofisi tarafından geçen ay yayınlandı. Bu yazıda Majlesi ve meslektaşları şu soruyu cevapladılar: “Zenginliğin ne kadarı doğuştan gelen becerilerle, ne kadarı birlikte büyüdüğünüz insanlarla bağlantılı?” 

Politika için çevre veya genler sorusu çok önemli. İsveç ve ABD gibi gelişmiş ekonomilerde ekonomik eşitsizlikler artıyor. Zenginlik de gelir, eğitim veya diğer ekonomik başarı işaretlerinden çok daha dengesiz bir şekilde dağılmış durumda. Zengin ailelerin çocukları pek zengin olmayan ailelerin çocuklarından doğal olarak daha zeki veya çalışkan oluyorlarsa, “zengin geni” etkili olabilir. Bu durumda gelir eşitsizliğine karşı üretilen politikaların yeniden düşünülmesi gerekebilir.

Bu yeni araştırma, evlatlık alınan çocuğa herhangi bir miras kalmadan önce, çocuk yetişkinlik evresindeyken zenginliğinin nedeninin evlatlık alan ailesi olduğu ve biyolojik ailesi olmadığı bilgisine ulaştı. Bu da zengin büyümenin esas avantajlarına işaret ediyor. Başka bir deyişle bu araştırma zengin geninin olmadığını, veya etkisinin çevresel faktörler tarafından gölgelendiğini ortaya koyuyor.

Kuşaklararası zenginliği analiz etmek için Mejlesi ve arkadaşları 1950 ile 1970 yılları arasında evlat edinilen 2,519 İsveçli çocuğu araştırdı. Evlatlık alan aile ve biyolojik ailelerle ilgili veriler de dahil olmak üzere bu çocukların tüm bilgileri İsveç kayıtlarından alınıp 'çevre mi gen mi' sorusu doğrultusunda bir çok araştırma yapıldı. Bu veriler oy verme, suç işleme, eğitim ve girişimcilik eğilimlerini incelemek için kullanıldı ve cevaplar genetik ve çevresel etkenlerle karşılaştırıldı. 

Evlat edinme kayıtlarının yanı sıra İsveç idari verilerinde yetişkinlerin net varlıklarının( tüm sahip olduğu mallar eksi tüm borçları olarak tanımlanıyor) kayıtları vardır ve bu çocukların 1999-2007 arası kayıtları kullanılmıştır, böylelikle evlatlık alınan çocukların yetişkinlikteki zenginlikleriyle hem üvey aileleri hem de biyolojik aileleri arasında bir bağlantı kurulmuştur ( araştırmacılar biyolojik aileleri tarafından yetiştirilen çocukları da incelemişlerdir). #pagebreak#

Evlatlık verilen çocukların biyolojik aileleri nüfusun genelinden daha genç, daha fakir ve daha az eğitimli olmaya yatkın. Bu araştırmacılar için bir sürpriz olmadı. Biyolojik aileler istatistiki jargon kullanılabilsin diye “olumsuz seçilmişti” ve yine benzer şekilde evlatlık alan aileler daha yaşlı, zengin ve daha eğitimli insanlardı yani “olumlu seçilmişlerdi.” Araştırmacılar evlat alan ebeveynlerin varlık durumu ve yaşlarından dolayı daha fazla görünmesin diye bu iki ebeveyn grubunun net varlıklarını ortalamalarını aynı yaşlara ulaştıkları zamana (60lı yaşların ortaları/sonları) göre almışlardır. 

Tabii ki zengin çocukların bir kısmının zengin yetişkinlere dönüşmesinin nedeni ailelerinden kalan miras. Araştırmacılar, bu çocuklar hiçbir mirasa konmadan varlık durumlarını incelemek istediler ve sadece en az bir tane ebeveyni hayatta olan yetişkin evlatlıkları incelediler. Bunu yaparak evlat alan ailenin çocuğun yetişkin hayatındaki varlıklarının üzerindeki etkisinin biyolojik ailesinin etkisinden 1.7 ile 2.4 kat kadar daha fazla olduğunu buldular, bu veriye ulaşmadan da cinsiyet ve yaş gibi demografik değişkenlere de baktılar. Araştırmacılar aileleri ölmüş ve miras sahibi olmuş olma ihtimali yüksek olan çocukları incelediklerinde evlat alan ebeveynlerin etkisi çok daha güçlü bir etkendi.

Bu araştırmadaki en önemli varsayımlardan birisi evlat edinen aileler ile evlatlık verilen çocukların rastgele eşleşmiş olmalarıdır. Eğer zengin aileler zengin ailelerin çocuklarını evlatlık almış olsalardı araştırma çökebilirdi. Fakat evlat alan ebeveynlerin zenginliği ile biyolojik ailenin zenginliği bir değişken olarak hesaplansa bile yine aynı güçlü etkiye sahip. Bu durum evlat edinme işleminin tamamen rastgele eşleşmelerle yapıldığını, yani iki ailenin zenginlik durumunun arasında tutarlı bir bağlantının olmadığını öne sürüyor.

Bu sonuçların İsveç dışında doğru olup olmayacakları net değil. Majlesi’ye bu araştırmanın sonuçları ABD için nasıl olur diye sorulduğunda cevap vermeye tereddüt etti. Bir araştırmanın başka bir bağlamda ne anlama geleceği sonucuna varmak için “Cevap vermek hep zor... şüpheler hep var” dedi. İsveç’in vatandaşına bedava yüksek eğitim hakkı ve evrensel sağlık hizmetleri verdiğini ve ABD’de böyle bir durumun söz konusu olmadığına dikkat çekti. Bu faydaların varlığı İsveç’te ekonomik eşitsizliğin etkilerini azaltırken yokluğu da ABD’deki etkilerini şiddetlendirebilir. 

Ancak Majlesi “İsveç’te aileniz ne kadar önemliyse tahminimce ABD’de de o kadar önemlidirler” dedi. 

Yukarı

Business HT×