Yunanistan konusunu bir daha konuşmayacağım / yazmayacağım diye büyük konuşmuşum sanırım. Ne demiş atalarımız “Büyük lokma ye ama büyük konuşma.”
Geçen hafta Yunanistan’a verilen destekten bahsetmişken, bu haftanın da en önemli gündem maddesi Yunanistan.
Yunanistan son yıllarda Türklerin en önemli seyahat destinasyonlarından birisi.
Bunun temel nedeni göreceli olarak Türkiye’de yapılan tatilden daha ucuza malolması ve yenilen-içilen karşısında ödenen bedelin çok hafif kalması olarak görülse bile son yıllarda Türkiye’de özellikle alkollü içecek ve meyhane kültürüne açılmış olan yerel savaş neticesinde balığın yanındaki rakıdan mahrum bırakılıp, balığın şerbete mahkum edilmesi, sunulan hizmetin basit ancak kaliteli olması, hizmet sektöründe çalışanların güler yüzlü ve işini seven kişiler olması gibi başkaca nedenler de Yunanistan’a olan ilginin temel sebebi sayılabilir.
Hazır yaz gelmiş, hepimiz teker teker yıllık izinlerimizi kullanıyor ya da kullanacak iken Yunanistan’a gidecek olanlara küçük bir hatırlatma yazısı gerektiğini düşündüm.
1. Sakın ama sakın nakit paranız yoksa, ödemelerinizi kredi kartına göre planladıysanız Yunanistan’a gitmeyin. Gidecek olanların da mutlaka yanlarında tüm ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra bile rezerve bir kısım daha Euro ceplerinde olsun.
Malum Yunanistan’da planlanan referandum 05 Temmuz Pazar günü gerçekleşecek. Bu tarihe kadar bankalar kapalı. Sadece bankamatiklerden ödeme yapılıyor. Yapılan ödeme tutarı da maksimum 60 Euro. Ancak Çarşamba günü bankalar bankamatik kartı olmayan Yunan Emeklilere hizmet vermek için açılacak. Ödenecek paranın tutarı da tek seferde 120 Euro olabilecek. Daha fazlasını ödemeyecekler.
2. Yunanistan içerisinde gerçek bir kriz göreceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Yunanlar günlük hayatlarına hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor. Bu nedenle Yunanistan’da kriz var, acaba eğlenir miyim ? diye düşünmeyin. Eğlence son hızıyla devam ediyor. Bir çok tavernada (Yunanistan’da lokantaların genel adı) Türkçe menü sizi karşılayacaktır. Zaten ısmarlayacağınız ürünlerin isimleri hemen hemen aynı. O nedenle yabancılık çekmeyeceksiniz. Tavsiyem balık yemeyin ama tüm meze ürünlerinden tadın. Balık bizde daha güzel gelebiliyor. Hesabı istediğinizde tatlı da yanında geliyor. Telaşlanmayın. Bu müessese ikramı olarak sunuluyor ve ayrıca fiyatlanmıyor.
3. Büyük meydanlarda geniş kalabalıklar görürseniz çekinmeyin. Günün akşamüstü saatlerinde özellikle Atina Sintagma Meydanı'nda hükümet yanlılarını ya da hükümet karşıtlarını görebilirsiniz. Bu gösteriler sıradan. Gösterinin ortasında kalırsanız sakın telaşlanmayın. Yunan polisi henüz TOMA gibi garip araçları tanımıyor. Yunan polisinin de kendi halkını düşman görmediğine şaşırabilirsiniz. Polis çok zorda kalmadıkça göz yaşartıcı gaz da kullanmıyor. Gösteri yapılır ve siz de demokrasinin beşiğinde protesto hakkını kullanmanın ne olduğunu daha yakından görüp tecrübe kazanırsınız.
4. Yunan halkının içinde bulunduğu duruma sevinip hele de uzonun etkisiyle bu sevincinizi yüksek sesle dile getirmeyin. Bir şey olacağından değil. Sadece komik duruma düşebilirsiniz. Çünkü krizdeki Yunanistan’ın kişi başına düşen milli gelirinin sizden çok daha yüksek olduğunu, emekli maaşlarının birçok Avrupa ülkesinden daha yüksek olduğunu, Yunanistan’ın hala Avrupa Birliği üyesi olduğunu bilmediğinizi düşünüp size kahkahalarla gülerler.
5. Dünyaya Türk kahvesi adıyla sunulmuş hatta Yunanların bile Kıbrıs Barış Harekatı'na kadar Türk kahvesi dedikleri kahvemizi 'Türk kahvesi' adıyla istemeyin. Muhtemelen çok iyi anlamalarına karşılık sert bir şekilde 'Türk kahvesi yok' 'Yunan kahvesi var' cevabına maruz kalırsınız. Ismarladığınızda gelen şey, yanında sakız lokumuyla öz be öz Türk kahvesi olacaktır. Alınmayın.
6. Atina’daysanız mutlaka Atina Üniversitesi'ni ziyaret edin. Bu üniversite geçen hükümetin ülke genelinde hocaların işine son vermesi nedeniyle kapısına koskocaman siyah bir kurdela asarak hükümeti protesto etmişti. O zamanki hükümetin aklına Atina Üniversitesi rektörünü görevden almak gibi bir düşünce geçmemişti. Sadece bu nedenle değil, Maliye Bakanı Varoufakis’in de ders verdiği üniversite olması hasebiyle ziyareti hak ediyor.
7. Atina Arkeoloji Müzesi'ni mutlaka görün. Müthiş farklı bir dünyada gezeceğinize emin olabilirsiniz. Sonra gelin İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni gezin. Orada olmayan ancak dünyanın sayılı koleksiyonlarını görün. Farkı fark edin. İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni neden daha önce ziyaret etmedim diyeceğinize eminim. Zira üzerinde oturduğumuz toprakların tarihi 1453 yılında İstanbul’un fethi ile başlamıyor. Bir çoğumuz inkar etse de medeniyetimiz Helen Medeniyeti'ne de dayanıyor. İşte o nedenle Yunanlarla bir çok yönümüz ortak, benzer şeylere seviniyoruz, benzer şeylere üzülüyoruz. Anınızı doya doya yaşayın. Zira 10 yıl sonra Türkiye aslında içinde bulunduğu coğrafyadaki kötü örneklere daha da benzeyen bir hal almış olabilir.