BIST 100 9.693,46 % 1,77
USD/TRY 32,5880 % 0,18
EUR/TRY 34,8223 % 0,39
Piyasalar
9.693,46
% 1,77
32,5880
% 0,18
34,8223
% 0,39
1,0664
% 0,20
45,44
-0,05
2.391,59
% 0,53
87,13
% 0,02
En son haberlerden haberin olsun istemez misin?

Analiz: Tarımda Çin etkisi (1)

Küresel tarım piyasalarında etkisi artan Çin, nüfus artışı, hammadde ihtiyacı ve değişen tüketici tercihiyle diğer ekonomiler açısından risk ve fırsatları birlikte barındırıyor

Analiz: Tarımda Çin etkisi
İRFAN DONAT 22 03 2015, 15:44

Küresel ekonominin en önemli oyuncularından Çin, tarımsal üretim ve tüketimde dengeleri değiştiren, zaman zaman alt üst eden önemli bir güç haline geliyor.

Dünyada elektronikten tekstile kadar neredeyse her üründe 'Made in China' yazısını görmeye alıştığımız Asya'nın gelişen ekonomisi, son 10 yılda tarımsal ürünlerde önemli bir ithalatçı konumuna geldi.

2000-2013 yılları arasında Çin'in tarımsal ürün ithalatı 10 milyar dolar seviyesinden yaklaşık 123 milyar dolarlara çıktı.

Bu trendin oluşumunda yükselen gelire paralel olarak değişen tüketici tercihleri ve artan endüstriyel hammadde talebi de oldukça etkili.

Çin, birçok tarımsal üründe dünyanın en büyük yetişticileri arasında ancak üretim, iç tüketimi karşılamakta yetersiz kalıyor. Özellikle soya fasulyesi ve pamuk gibi hammaddeler Çin'in ithalatında baskın şekilde öne çıkarken, tüketici tercihi ve alım gücünün artmasıyla ithalatın kapsamı her geçen gün genişliyor.

Sonuç olarak işlenmiş etten, fındığa, şaraptan süt ürünlerine kadar farklı kategorilerde ithal gıda ürünleri Çin pazarındaki yerini alıyor.

Bu anlamda ABD, Brezilya, Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda ve Arjantin, Çin'in en önemli ve büyük tarım tedarikçileri arasında bulunuyor. Sadece ABD'nin Çin'e tarımsal ürün ihracatı 2008'de 13 milyar dolar iken 2013'te 26 milyar dolara ulaştı.

Çin'in tarımsal ürünlerde ithalat talebinin yakın gelecekte de artarak sürmesi bekleniyor. Bu noktada soya fasulyesinin ithalattaki ağırlığını koruması beklenirken mısır ve katma değerli gıda ürünlerine yönelik ithalatın da artacağı öngörülüyor.


Çin'in artan yağlı tohum, sıvı yağ ve pamuk talebi tarımsal araziler üzerinde baskı yaratıyor. Çin her ne kadar tahılda net ithalatçı konumuna gelse de söz konusu üründeki ithalat, yağlı tohum ithalatına göre oldukça mütevazi bir miktarda. Çin aynı zamanda etanol üretimi açısından mısır ve kurutulmuş tahıllarda da net ihracatçı konumdan net ithalatçı konuma geldi.

Çin'in bitkisel ürün ithalatında gelişen canlı hayvancılığın da etkisi büyük. Ama aynı Çin, içerideki talebe mevcut üretim ile cevap veremeyince canlı hayvan ithalatını da son dönemde artırdı.

Özellikle et üretim hızının tüketim hızının gerisinde kalması, başta arazi, işçilik ve yem maliyetlerinin artış göstermesi ile birlikte Çin'de son dönemlerde et ve süt fiyatlarının yükselmesi et ve süt ürünlerinde ithalatı daha cazip hale getiriyor. 1995-2002 yılları arasında canlı hayvan ithalatı yıllık 40-50 milyon dolar seviyesinde olan Çin'de bu rakam 2013'te 400 milyon doları aştı.

Tıpkı dünyanın dört bir yanındaki trend gibi Çin'de de hayvancılık küçük çaplı aile işletmelerinden büyük çaplı endüstriyel üretime doğru değişim gösteriyor.

ABD Tarım Bakanlığı'nın hazırladığı rapora göre Çin'in şuanki mevcut trendi 2015-2023 yılları arasında da devam edecek.

Çin yönetimi, artan tarımsal ithalatı kontrol altında tutmak için yeni formül ve stratejiler üzerinde de çalışıyor. Öyle ki bu alandaki risk ve fırsatların farkında olan Pekin Yönetimi, tarımsal ticaret ve yatırımları diplomatik çerçevede politik ve stratejik bir konu olarak ele alıyor.

Sadece ithalata dayalı ya da bağımlı bir politikadan öte gıda güvenliği açısından toprak ve sulama kapasitelerini gözönüne alarak tarımsal üretim politikalarını da gözden geçiriyor. İçerideki üretimi kooperatif modeline çevirmeye çalışan Çin, tarımda yapısal reformlara başvuruyor. Amaç, üretim potansiyelini artırırken, girdi maliyetlerini azaltmak ve daha rekabetçi bir konuma gelebilmek.

Peki Çin'deki bu tarımsal gelişmeler Türkiye gibi birçok ülke açısından ne anlama geliyor? Çin'in küresel tarıma etkisini, barındırdığı fırsat ve riskleri de bir sonraki yazıda ele alacağız.  

"Tarımda Çin Etkisi" analizinin ikinci bölümünü okumak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.

#pagebreak#

Yukarı

Business HT×