16 Nisan Referandum sonuçlarıyla ilgili açıkladığı son raporunda yüzde 60,8'lik "Evet" oyuna karşılık yüzde 39,2'lik Hayır oyu tahmininde bulunan A&G Araştırma Şirketi'nin Başkanı Adil Gür, BloombergHT canlı yayınında halk oylaması sonuçlarını değerlendirdi.
Gür, A&G anketleri ve referandum sonuçları arasındaki fark hakkında şunları söyledi:
"Seçimler araştırmacıların sınav dönemi gibidir. Sınava giderken kimse sınavdan önce kaybedeceği bir kağıdı herhalde vermek istemez. Uzun yıllar sonra ilk defa ciddi bir fark çıktı. Bu sabahtan itibaren bunun nedenlerini araştırıyoruz. Sebebini elbette ki bulacağız. Kendimize çeki düzen vermeli ve bunun okumasını çok iyi yapmamız lazım. Nerede hata yaptığımızı bulmamız lazım. Nihayetinde bir araştırmadır. Hata, hata sınırları içerisinde olsaydı sorun yoktu ancak hata sınırları dışında bir bulgu. Türkiye gibi sık seçimlerin olduğun bir ülkede bu hatayı bir iki kez tekrarladığınız takdirde yok olur gidersiniz. O manada bize çok iş düşüyor."
Meclis'teki iki partinin oy toplamında 10 puanlık bir kayıp gözüktüğünü belirten Gür, bu kaybın, hangi partiden kaynaklandığının kesin olarak bilinemeyeceğini söyledi. "Bu durumu sadece MHP'ye mâl etmek yanlış olur" diyen Gür, MHP'nin oyunun olmadığı yerlerde bile düşüşlerin olduğunu ifade etti.
Gür, her iki partinin de seçmen tabanının içerisinde ikna edilmemiş bir seçmen bulunduğunu ve bu seçmenlerin kaygılarının olduğunu açıkladı. Gür, Anayasa uyum sürecinde seçmenlerin kafalarındaki sorularının giderilmesi gerektiğini vurguladı.
Adil Gür, "Evet" diyen Kürt oylarının artmasıyla ilgili olarak da şu değerlendirmelerde bulundu:
"Artış büyük oranda değil ama 1 Kasım seçimlerine göre bir miktar daha artmış gözüküyor. Kürt seçmeni ikiye ayırmak lazım. HDP'ye oy veren, eski sol gelenekten gelenler ile AK Parti'ye oy veren daha muhafazakâr seçmen. Akın akın gelmiş bir oy yok. Ama Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da 1 Kasım'a göre 600-700 bin civarında ekstra oy gözüküyor. Bu artışı 'eyalet tartışmalarına' bağlamanın da çok doğru olmadığı kanaatindeyim. En büyük oy kaybı ise gelişmiş illerde. Bunun nedeni ise kamuoyundaki birtakım hassasiyetlerin daha eğitimli seçmeni daha fazla etkilemesi. Batı'daki bu kaygıların altında yatan temel neden direkt belki ekonomik olmasa da sosyoekonomik olarak orta ve üst gelir grubundaki seçmenlerin davranışlarında birtakım farklılıkların varlığı."
Önceki seçimlerde AK Parti'ye oy verip, referandumda "Hayır" çıkartan illerle ilgili ise Adil Gür şöyle konuştu:
"Sadece bu sonuçlara bakarak siyasi bir akım belirlemek çok zor. Çok az sayıda ilin rengi değişti. Buraya bakarak 'Yeni bir parti arayışı var demek' çok doğru değil. Türkiye'de partilerin doğuşuna baktığımızda partiler, çok ciddi ekonomik krizlerden sonra doğuyor."
Referandum öncesi yayınladığı son ankette yüzde 46,2 "Evet" oyuna karşılık yüzde 53,7 "Hayır" oyu çıkaracağını öngören, hatta "Hayır çıkmazsa şirketi kapatacağım" diyen Avrasya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi (AKAM) Başkanı Kemal Özkiraz da BloombergHT'ye önemli açıklamalarda bulundu.
"Henüz bir resmi kaynaktan seçim sonuçlarını değerlendirebilecek sağlıklı bir veri alabilmiş değiliz. Normal şartlarda biz anketimizi yüzde 53 "Hayır" olarak açıklamıştık. Çıkmazsa kapatacağımızı da söylemiştik. Bizim örneklerimizde yer alan 26 ilimizin sonuçlarından 24'ü doğru. Fakat, mühürsüz oy pusulaları herkesi ciddi bir şüpheye sevk etti. Bu mühürsüz oy pusulalarının tamamının 'Evet' cephesinin zayıf göründüğü Güneydoğu illerinden gelmesin insanları daha çok ürkütüyor. Bu, insanları seçimin güvenilirliği konusunda şüpheye sevk ediyor. Bunların doğru olup olmadığını bilmeden seçimlerle ilgili bir çıkarım yapmayı çok doğru bulmuyorum."
Tahminlerin en çok saptığı illerin Diyarbakır ve Van olduğunu söyleyen Özkiraz, büyük şehirlerde bir sürpriz olmadığını, Ankara ve İstanbul'u yüzde 53 tahmin ettiklerini açıkladı.
Şirketi gerçekten kapatacaklarını söyleyen Özkiraz, para iadeli çalışan bir firma olduklarını hatırlatarak "Dün geceden beri hiçbir müşterimi para iadesinde ikna edemedim. Çalıştığım siyasiler sonuçları doğru tahmin ettiğimi ama sonuçlarda ciddi bir manipülasyon olduğunu söylüyorlar" dedi.
Muhalefetin sonuçları meşru kabul edip etmemesine bağlı olarak bir müddet koyduğunu aktaran Özkiraz, "Asla sözümü yemeyeceğim. Bunun iki sebebi var: Eğer gerçekten sonuçlar doğruysa ve biz başarısız olduysak, zaten bu işi yapmamızın bir anlamı yok. İkincisi sonuçlar gerçekten manipüle edildi ve benim bildiğim sonuç saptırıldıysa zaten anket yapmanın, doğru bildiğimiz şeyin değiştirileceğini bilerek sonuç aramanın bir manası yok" diye konuştu.